29 Şubat 2012 Çarşamba

YENİ DUYURU-TESPİT

Osmanlı SipahiYayı(Muşamba uygulamalı)

Kısa bir süre önce ilan ettiğim Metodlar,yeni bir tespitin fark edilmesine imkan sağlamıştır.Aşağıda vereceğim adresten Deri konusundaki sıcak gelişmeyi öğrenebilirsiniz.


                                                   http://www.osmanliyaylari.com/


Saygılarımla,
Mehmet Gölhan/Kemanger

26 Şubat 2012 Pazar

ZİHGİR(ŞAST) ÜZERİNE BİR KAÇ KELİME VE TAVSİYELER

Zihgir hepimizin bildiği gibi,baş parmağı koruyan,çeşitli malzemelerden yapılan bir okçu yüzüğüdür.Zihgirsiz yapılan bir atış,tabiki daha hassas ve  hissedilerek yapılacaktır  fakat kısa zamanda baş parmağımız,kirişin zorlamalarına daha fazla dayanamayarak pes edecektir.
Peki sizce hangi tür malzemeleri kullanmalıyız?.Öyle bir malzeme bulmalıyız ki bu malzeme hem baş parmağımızı korusun,hemde diğer isteklerimizi de yerine getirsin.Peki,diğer isteklerimiz nelerdir?.Bunlar,
1)Malzemenin sağlamlığı ve tesviye uygunluğu.Bu bize mükemmel uyumluluktaki bir zihgir için atış yerinde ve anında müdahele imkanı verir.Metalik zihgirlerin tesviyesi daha zordur.
2)Malzemenin,Kirişe zarar vermeyen ve mümkün olduğunca yumuşak bir malzemeden seçilmesi daha isabetli olur.Çok sert ve metalik bir zihgir kirişi yıpratacağı ve zarar vereceği için tercih edilmemelidir.Tamam,metalik ve taş zihgirler göze çok hoş gözükebilirler ama burada asıl olan silahın korunmasıdır.Silaha zarar veren hiç bir tesisat mantıklı değildir.Kirişine zarar veren bir Zihgiri hiç bir savaşçı kullanmak istemezdi çünki .Açıkçası bende bindiğim dalı kesmek istemem,cebimde yedek bir kiriş olsa dahi,bu kirişi yeme ihtimali olan bir zihgiri kullanmam açıkçası.Bu yüzden Boynuz,Fildişi,ahşap vs.gibi doğal malzemeler yanında Delrin ve diğer plastikler gibi yumuşak malzemeleri tercih etmeliyiz.Aşırı yumuşak malzemeler ise,mesela deri zihgirlerde kullanılabilir fakat kirişin o sert  kamçılama hareketini yapabilmesi için zihgirlerde deriden daha sert malzemelerin kullanılmasında yarar vardır.
Bu günümüz silahlarında Prinç Fişek kovanı kullanacağımıza,çelik Fişek kovanları kullanmaya benzer.Namludaki fişek yatağının aşınmasını istemeyiz değil mi?Zihgirde aynen bu mantıkla çalışmalıdır,mümkün olduğunca uzun bir kullanım için silahımızı korumalıyız.
Zihgir aslında kolay bir yüzük türü değildir.Olay sadece dış hatların uyumluluğuyla da bitmez.Zihgirin dışı kadar baş parmağa oturan iç kısmıda önemlidir çünki.Baş parmağımıza son derece uyumlu olan bir zihgirin zaman zaman,özellikle yaz aylarında parmağımızı rahatsız ettiğine şahit oluruz.Parmağımız terler ve o ter,atış sırasında  parmağın zihgir içinde aşağı-yukarı kayarak tahriş olmasına ve atış yapamaz hale gelmemize sebep olur.Gördüğünüz gibi atış yapabilmek için sadece kas gücü yeterli değildir.Aslında birincil olarak önemli olan,baş parmağımızın yay germeye olan uygunluğudur.Parmağın tabiki fiziksel uygunluğu atıcının menfaatinedir fakat uygun,güçlü bir parmak bile,biz onu kirişin etkilerinden koruyamadıktan sonra bir süreliğine kullanılamaz hale gelecektir.Baş parmağımızın dertleri bunlarla da bitmez.Atışa yeni başlayan bir baş parmak özellikle sabahları şişkin bir vaziyettedir ve parmağımıza uyumlu olan bir zihgir bile parmağımızı sıkmaya,önlem için bollaştırdığımız zihgirin atış yaptıkça da sonradan daha da bollaşarak parmağımızda kaymaya,tahriş etmeye başlar ve atıştan çekilecek duruma gelmemize sebep olur.Peki o zaman ikinci bir zihgir mi edinmeliyiz?biri gevşerse sıkı olanı tak,sıkı gelirse gevşeğini tak.Bu durum zaten bir sürü kombine hareket gerektiren atış işini dahada zorlaştıracaktır.
Çözüm:
Osmanlı Zihgir(Şast)Replikaları

Ben bu durumları bayağı uzun bir süre yaşadım ve çok basit bir metodla üstesinden geldim.0,8-1mm kalınlığındaki deri parçasından bir şerit kestim ve bu şeriti zihgirin arka tarafına doladım.Mesela sabahları daha atışa başlamadan evvel şişkin olan parmağımın zihgire uyumluluğunu bu deri şeritlerdeki tur sayısını azaltarak hallediyorum.Hatta bezen daraltmama bile gerek kalmadan önceleri biraz sıkıca parmağıma oturttuğum zihgir bir kaç atıştan sonra çok rahat bir duruma geliyor ve deri baş parmağımı hem sıkılığıyla,hemde kaydırmazlığı marifetiyle tahriş olmamasını sağlıyor.Ki,kesin ayarlama imkanı devamlı elinizin altında;ister gevşet,ister darlaştır.Çok pratik.
Sizlere zihgirlerinizde Kulak kullanmayıda tavsiye edeceğim.Geri kaçmaya çalışan kirişi bu deri parçası tuttuğu gibi,özellikle hızlı gezleme esnasında oluşabilecek kiriş ısırmalarına karşıda faydalı olacaktır.Ben bu kiriş ısırmalarını,daha önce kulaksız zihgir kullanmalarımda bir kaç kez yaşadım ve bayağı acı veren bir kazadır çünkü bu ısırma ile kiriş bir parça deriyi parmağınızdan koparır.
Ben bu tür uygulamayı Osmanlının da uyguladığını gördüm ve müzelerde bir sürü kulaklı ve arkası deri yada,bez türü sarımlı zihgirler var.
Umarım yolunuzu aydınlatma amacında olan bu açıklamalarım sizler için faydalı olmuştur.

Beklemede kalın,
Mehmet Gölhan/Kemanger



25 Şubat 2012 Cumartesi

Batının Bilmediği Yepyeni Bir Takviye-Backing/Gölhan Metodu

Sentetik Osmanlı Vatoz Derisi Yay-Sipahi

Merhabalar,
Sizlere söz verdiğim gibi,bulduğum bu sürpriz metodları anlatacağım ve yapmış olduğum bazı Test ve deneylerden bahsedeceğim.
Zamanının en önemli silahlarından biri olan Ok ve Yay,bildiğiniz gibi her milletin düşmanla karşı karşıya kaldığında kullandığı birincil silahlardan biri olmuştur.
Amaç,düşmanın bize yaklaşıp zarar vermeden,mümkün olduğunca uzağımızda durdurulması veya yok edilmesidir.Yayda bu amaçla geliştirilmeye çalışılmış,menzili arttırılmaya gayret edilmiştir.Ve Yaydaki bu Pozitif bulgularda, Askeri bir sır olarak kabul edilmiş ve özellikle düşmanın eline geçmemesi amacıyla sadece Usta-Çırak arasında aktarılan bir Yay İmalat Sırrı olarak yüzyıllarca kalmıştır.Yazıya aktarılmadığı içinde,zamanla önemini kaybeden bu Sırlar günümüz için de bir merak konusu olmuştur.
Osmanlı Kemangerleride,Yaylarını daha ölümcül ve düşmanda hayret uyandıracak şekilde tasarlamaya,iyileştirmeye çalışmış ve bu bulguları gizlemiştir.
Benim bu Metod üzerindeki hikayemde bu mantıkla oluştu.Hep kendi kendime,''Yayımı nasıl daha ölümcül hale getirebilirim?,oku nasıl daha hızlı atabilirim?,Yayın taşıdığı yükleri nasıl faydalı hale getirebilirim?'' şeklinde sorular sordum.
Sinir ve boynuzun yaya nasıl bir kuvvet kattığı herkesçe bilinir.Fakat bilinmeyen bir şey vardırki.Oda Sinirin üzerini kaplayan ' Deri'.
Üstelik Osmanlının bu konuda bir saplantısıda vardı;''At Derisi''.Neden At Derisi?.Neden Keçi,Koyun değilde Atın Sağrı Derisi?...
Önceleri buna bir anlam veremiyordum ve kendi kendime hep 'Osmanlı Yayını sadece Nemden korumak isteseydi,bunu diğer hayvanların derisiylede yapardı''diyordum.
Fakat bir gün aklıma ''Acaba Osmanlı, Deriyi,At Derisini SİNİR gibi mi  kullanıyordu?'' şeklinde bir soru geldi.Yani Deri Sinir gibi çalıştırılabilirmiydi?.
Ve beynimde, '' Sinir gibi en iyi çalışan Deri,At derisimiydi ve Osmanlı bunu mu gizliyordu?''şeklinde bir sürü sorular türemeye başladı.
Bu düşünceler neticesinde de,Neden olmasın?bunu denemeliyim dedim kendi kendime.
Hemen 0,8mm kalınlığındaki bir Keçi derisini test etmeye başladım.
1)Deri testi: Mengeneye bağladığım keçi derisinin hangi mesafeden sonra direndiğini,esneme miktarını ve kopma miktarını tespit ettim.Derinin belli sınırlar içerisinde Yaya Güç katabileceğini ve bir Sinir gibi işlevsel olabileceğini gözlerimle gördüm.
Üstelik bu çekme kuvvetini;derinin kalınlığı,cinsi etkilediği gibi,üzerine sürebileceğiniz Organik yada Sentetik Kimyasallarla (Bu Kimyasallar da geliştirmeye son derece açıktır)da bu Çekiş kuvvetini arttırabiliyordunuz.Ben deneylerimde basitce İspirto ve Gomalak solüsyonunu kullandım ve müthiş katkılarını gördüm.
Ardından,Sinirin yaydaki çalışma aralığını tespit amacıyla ikinci deneyime başladım.
2)Yay Sırtındaki Uzama Miktarının Tespiti: Terzilerin kullandığı ''Mezro''yu,Yayın yasılı ve Maximum gerili hallerindeki 'Uzama Miktarını'' tespit ettim.Bu Miktar 5-6mm ile sınırlıydı.Bir düşünsenize?, Sinirler tüm kuvvetlerini bu 5-6mm içerisinde aktarıyorlardı.Deriyle bunu bende yapabilirdim.Deriyi bu sınırlar içerisinde bir Sinir gibi çalıştırıp,yayıma Extra bir Güç,Okuma Extra bir Hız katabileceğimi anladım.
Yaptığım bu iki testle,yaylarda kullanmam gereken Yöntem Ve Metodu tespit ettim.Deriye uygulayacağım işleme ''Derinin Boşluğunu Alma'' işlemi,kullanacağım Metoda ''Deriye Ön Gerilim Verme Metodu'' adını taktım.
Bu Metodda(İnşallah Gölhan Metodu olarakta anılır),deriye kopma sınırları içerisinde bir ''Ön Gerilim'' vererek,onu bir Sinir gibi çalışmaya zorlarsınız.Ayrıca bu Metodu uygulamanında 5 farklı yolunu tespit etmiş,geliştirmiş bulunuyorum.
1)Sentetik Yaylarda yay yasılıyken Ön Gerilim verme.
2)Sentetik Yaylarda yasılı yayı Halka olmaya zorladıktan sonra tespit ettikten sonra Ön Gerilim vermek(Ki Sentetik yaylar için Max.verimin elde edildiği yöntemdir)
3)Organik Yaylarda,yay Tiller-Akord ayarlarını takiben tekrar Halka olmaya zorlayarak bu durumdayken Derinin Sabitlernmesiyle deriye Ön Gerilimin verilmesi.
4)Deriyi 2 merdane arasına gererek bu konumdayken sabitlemek amacıyla Kimyasalların uygulanmasıyla ve derinin bu durumda Mıhlanmasıyla Deriye Ön Gerilimin verilmesi.
5)Deriyi belli bir süreyle su içersinde beklettikten sonra merdanelerle gererek+Kimyasallarla sabitlenmesiyle bu metodun uygulanması.
Bu yöntemleri Bowyers Bible serileri,Ottoman Turkish bows/Adam Karpowicz kitaplarının hiç birisinde olmadığını gördüm ve Batının nasıl olduysa bu Metodumdan haberdar olmadığı kanaatına vardım.
Bundan sonraki yazacaklarım,bu yöntemlerin uygulanması,Sentetik bir yayı,At derisine 'Ön Gerilim Verme Metodu''yla kaplayarak ,yayda maximum Güç ve Ok Hızı(FPS) elde etmek ve deney sonuçlarını size iletmek ile alakalı olacaktır.
Not;Deriye 'Ön Gerilim Verme Metodu'' uygulanırken,Basit bir İspirto-Gomalak karışımı uyguladım.Bu Kimyasalları geliştirmeye çalışarak,mümkün olduğunca Sinire yaklaşmaya çalışacağım.(Bunu %kaç oranında yakalayabilirim tahmin bile edemiyorum.)

Çok yakında tekrar görüşmek üzere,beklemede kalın,
Mehmet Gölhan/Kemanger













Bazı Sentetik Osmanlı Türk Yayı Çalışmalarımdan Kareler

Okçuluk Yay Test Tezgahı
Sentetik Osmanlı TürkYayı

Muşammalı Sentetik Osmanlı Türk Sipahi Yayı
Sentetik Osmanlı Türk Vatoz Derisi Gölhan Sipahi Yayı
Osmanlı Türk Bilek Siperi Replikası/Gölhan Yapımı

Osmanlı Türk Bilek Siperi Replikası Parçalı Hali/Gölhan Yapımı

Osmanlı Türk Zihgir Replikaları/Gölhan Yapımı







23 Şubat 2012 Perşembe

Emsalsiz ve Yeni bir Yay Takviye Metodu Duyurusu

Sentetik Osmanlı Yayı Replikası/Gölhan Yapımı
                                                      
                                 YENİ KEŞİF DUYURUSU
Merhabalar,
Ben Mehmet Gölhan,Osmanlı  Yaylarının En iyi kopyalarını,replikalarını yapmaya ve geliştirmeye çalışan 'Gölhan Yaylarının' (Eski adıyla Tirendaz)sahibi ve Kemangeriyim.
Sizlere,Yay Geliştirme çalışmalarım sırasında bulduğum,keşfettiğim Şu ana kadar,ister Yerli,ister yabancı olsun hiç bir yay yapım ve Okçuluk kitabında rastlamadığım Yepyeni bir Yay Takviye-Backing metodu bulduğumu sevinç ve gururla duyurmak isterim.
Bowyers Bible Serileri,Ottoman Turkish Bows/Adam Karpowicz kitaplarının hiç birisi bu Yöntemi içermiyor.Bu yüzden, Dünyanın bu metoddan haberdar olmadığı sonucuna vardım.
İşin enteresan tarafıysa,Dünya bundan haberdar olmasada,bu metodun Osmanlının bir yay imalat sırrı  olduğunu düşünmekteyim.
Ayrıca bu Metodun 4 farklı uygulama yöntemini de geliştirmiş bulunmaktayım.Üstelik Sentetik,Organik yay farkı gözetmeksizin.
Yakında gerek yazılarım ve çok değerli bir Geleneksel Okçuluk Sitesi vasıtasıyla bu Metodun ne olduğunu ve nasıl uygulanacağını  açıklayacağım.

Mehmet Gölhan/Kemanger